top of page

Sakin, olgun ve mükemmele yakın

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Ekinci
    Elif Ekinci
  • 24 Ağu 2018
  • 2 dakikada okunur

Yeni Yüzyıl, Ocak 2016


ree

Dersim’in bastırıldıkça daha tazyikli fışkıran seslerinin belki en sevileni Ahmet Aslan. 2003’te yayımladığı ‘Rüzgar ve Zaman’ isimli albümüyle tanımıştık onu. Sonradan çok sevilen ‘Susarak Özlüyorum’ ve ‘Tanımadığım Ten’ şarkılarının da bulunduğu bu albüm, Aslan’ın tanınmasında büyük rol oynamıştı. 2008 tarihli ‘Meleklerin Dansı’ albümü ise ününü perçinlemişti. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvarı ve ardından da Rotterdam Dünya Müzik Akademisi’nde eğitim alan Aslan’ın müziği, dengbêjlerden, dedelerden, âşıklardan yani Anadolu’dan besleniyor ama moderniteye de yüz çevirmiyor. Aslında, albümlerinde Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Kurmancî ve Kirmackî şarkı ve türküler okuyan Ahmet Aslan’ın yaptığı işi kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Batı enstrümanlarıyla icra edilen Anadolu müziği. Ama kısaca tanımlamak Aslan’ın müziğine haksızlık olacak. Bu yüzden bu haftanın yazısı Ahmet Aslan’ın sekiz yıl aradan sonra gelen üçüncü albümü ‘Na-Mükemmel’ üzerine. Önceki iki albümün aksine bu kez Türkçe ağırlıklı bir albüm yapmış Aslan. Uzun yıllar üzerinde çalıştığı “La-Tar” adlı sazıyla, ahenk ve sadelikle düzenlenmiş şarkılarla ve tertemiz kaydıyla oldukça “kaliteli” bir albüm ‘Na-Mükemmel’. Ahmet Aslan, gitarı ve bağlamasının yanı sıra sesini yine bir enstrüman gibi kullanmış. Yol arkadaşı Kemal Dinç’in adını anmadan geçmek olmaz. Dinç’in bu albüme de önemli katkıları var. Albümün açılış parçası Ali Kocatepe’nin Nazım Hikmet’in şiirinden bestelediği ve Nükhet Duru’nun ses verdiği ‘Geberiyorum’. Nükhet Duru’nun güçlü yorumunun yanında bile hiç de sönük kalmayan, son derece sağlam bir yorum olmuş Ahmet Aslan’ınki. Parçanın düzenlemesi daha ilk notadan, tertemiz bir sesi, tertemiz bir albümü dinleyeceğimizin sinyallerini veriyor. Hemen peşinden gelen ‘Bir Daha’, Selda Bağcan yorumuyla sevdiğimiz bir türkü olmasına rağmen, Aslan’ın yorumu da oldukça iyi; türkünün sakin düzenlemesi albümde temponun düşük seyredeceğinin de habercisi bir bakıma. Cemal Süreya dizeleri ‘Dilsizdir Benim Acılarım’da hayat bulmuş. Aynur Doğan ve İlkay Akkaya yorumuyla bildiğimiz ‘Dermanın Olayım’ ise Ahmet Aslan ve Semra Tunç’un sesinden dinleyince “İşte şimdi olmuş” dedirtiyor. Neşet Ertaş eseri ‘Bağışla Sevdiğim’, Aslan’ın sesiyle boyut değiştirmiş. ‘Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler’ de öyle. Selda Bağcan, Fuat Saka, İlyas Salman gibi pek çok ismin yorumladığı ‘Giresun’un İçinde’ türküsü de Aslan’ın ellerinde olgunlaşmış, kendini bulmuş sanki. Yeni eserleri bir kenara, tekrar yorumladığı türkülerin hepsini tek tek almış olgunlaştırıp albüme koymuş Aslan. İlk kez dinleyecekseniz eğer, şaşırtacak sizi Ahmet Aslan. Kendine çekecek, dikkat kesileceksiniz dinlerken. Aslan’ın zaza ağzıyla söylediği türküler, önyargılarınızdan sıyrıldıkça daha fazla dinleme isteği doğuracak sizde. Ve muhtemelen şöyle düşüneceksiniz: ‘Na-Mükemmel’, bu albüm için mütevazi bir isim seçimi.

Yorumlar


bottom of page