Hollywood'un En Komik 'Adam'ı
- Elif Ekinci
- 22 Ağu 2018
- 3 dakikada okunur
Radikal İki, Ağustos 2010

Son zamanların en çok güldüren Hollywood yıldızlarının başında gelen isimlerden biri, hiç şüphesiz Adam Sandler. Jest ve mimiklerine eklenen sempatikliği ve anlam yüklenemeyen bakışlarıyla, ekranda öylece durup size baksa bile komik olabilenlerden. Hollywood yapımı komedi filmi denince filmin kadrosunda gözler mutlaka Sandler’ın ismini arıyor. İşte bu hafta gösterime giren Hollywood komedisi Grown Ups/ Büyükler’de Sandler’ın ismini arayan gözler onu başrollerde bulabilir.
Sadece ABD’li vatandaşlarını değil tüm dünyayı güldürebilme yeteneğine sahip komedyenler Jim Carrey, Steve Martin ya da Robin Williams gibi Sandler’ın da kariyeri, ‘komedyen yetiştirme akademisi’ olarak anılan Saturday Night Live (SNL) şovlarıyla başlıyor. İşe SNL’de metin yazarı olarak başlayan ancak kısa süre sonra kamera önünde de kendini gösteren Sandler’ın yükselişi ve içindeki cevherin ‘bir kısmını’ gün yüzüne çıkarması ise 1995 ve 96 yıllarında hem senaryolarını yazdığı hem de başrollerinde oynadığı Billy Madison ve Happy Gilmore‘a denk düşüyor. Yükselişe geçen kariyeriyle birlikte ilk iş kendi film şirketi ‘Happy Madison’ı (şirketin ismi, onun yükselişini başlatan ilk filmlerine bir vefa gösterisi olsa gerek) kuran oyuncu bu noktadan sonra kariyerine, bağımsızlığın verdiği heyecan ve şevkle, yakın arkadaş grubuyla birlikte hem yazdığı, hem yapımcılığını üstlendiği hem de oynadığı birçok filmle devam ediyor.
Romantik komedilerin şahı 1998’de başrolü Drew Barrymore’la paylaştığı The Wedding Singer/ Evlilik Öpücüğü adlı Frank Coraci filminin ardından 2002’de SNL’den ‘yoldaşı’ Paul Thomas Anderson’ın çektiği Punch-Drunk Love/Aşk Sarhoşu’yla kariyerinin ilk ve tek Altın Küre adaylığını kazanan 44 yaşındaki Sandler’ın filmografisini tek tek sıralamaya kalkarsak liste epey uzayacak. Ancak yıllık film sayısı ortalaması oldukça yüksek olan Adam Sandler’ı, Adam Sandler yapan belli başlı filmlerden bahsetmek gerek. Jack Nicholson’ın ‘haşarı’ bir ahbabı canlandırdığı ‘sinir bozucu’ diye nitelemekte hiçbir beis görülemeyecek Anger Management/ Asabiyim, romantik komedi severlerin “top 10” listesine rahatlıkla girecek sevimlilikteki 50 First Dates/ 50 İlk Öpücük, Sandler’ın ağlatabilme yeteneğini de gözler önüne serdiği Click ve ardından gelen, 11 Eylül’de ailesini kaybeden bir adamın hikâyesini anlatan, Eddie Vedder’ın elinin değdiği soundtrack’iyle ayrı bir lezzet kazanan Reign Over Me/ Hayatı Yakala, Adam Sandler’ın en bilinen, en sevilen, ismi zikredildiğinde ilk akla gelen filmlerinden. Son dönemde, fazlasıyla ‘öngörülebilir’ kariyerine, You don’t Mess with the Zohan/ Zohan’a Bulaşma ve hemen ardından Funny People/Matrak Adamlar’ı ekleyerek bizleri şaşırtmak için pek fazla çaba harcamayacağının ipuçlarını veren Sandler son olarak, birlikte çok eğlendikleri her hallerinden belli olan arkadaş grubu Rob Schneider, Chris Rock ve Kevin James’le birlikte, Grown Ups/Büyükler‘le karşımızda. Yönetmenliğini Dennis Dugan’ın yaptığı, tipik bir Sandler filmi olan Büyükler’de beş çocukluk arkadaşı, yaz aylarını geçirmek üzere büyüdükleri kasabaya dönüyor ve Sandler filmlerinin o tanıdık atmosferi filmde yavaş yavaş belirmeye başlıyor. Alışılageldik Sandler filmlerini hâlâ hevesle izleyebiliyor oluşumuzun sırrıysa Rob Schneider’ın bir röportajda verdiği şu cevapla anlam kazanıyor: “Adam istediği herkesle çalışabilecekken tanıdığı, güvendiği insanlarla çalışmayı tercih ediyor. Bu ilişkiler filmde kendini gösteriyor ve bence izleyicilerin Adam’ın filmlerinde sevdiği şey de bu.” Schneider’ın bu sözleri ikilinin sürekli birlikte çalışmasına yeterli bir açıklama getiremese de yine de tatmin edici. Zira, iki aktör de birbirlerinin filmlerinin birçoğunda birkaç saniyeliğine de olsa mutlaka görünüyor. Bu, yıllardır ikilinin arasındaki tuhaf bir ritüel olagelmiş, böyle de gideceğe benziyor. Tıpkı Sandler’ın filmlerinde mutlaka kullanmaya çalıştığı bir başka takıntısı, ‘kipa’lı Yahudi düğünü sahnesi gibi. (Yahudi bir aileden gelen Sandler, filmlerinde eğer bir düğün sahnesi varsa, kamera önünde mutlaka başında ‘kipa’sıyla arzı endam ediyor.) Rahatlıkla ‘romantik komedilerin şahı’ yaftası yapıştırılabilecek Sandler’ın başarısının arkasındaysa kuvvetle muhtemel, Jackie Sandler’la yaptığı yedi yıllık mutlu bir evlilik var. Ayrıca, unutmadan söylemek gerek, 2000 sonrası Sandler filmlerinde, küçük rollerde gördüğümüz eşi Jackie ve iki çocuğuyla mutlu bir çekirdek aileye sahip Sandler’ın bu mutluluğun dışa vurumu sayılabilecek bir de ‘komedi’ albümleri hikâyesi var. Esprili sözlerden oluşan eğlenceli şarkıların yer aldığı albümler yapan Sandler’ın son albümü Stan and Judy’s Kid ABD genelinde çok satılan bir komedi albümü oldu ve hatta billboard listelerinde kendine yükseklerde bir yer bile bulabildi. Adam Sandler’ın tek handikapıysa henüz hayranlarının onu şöyle kallavi bir dram ya da aksiyonda izleyememiş olması. Nadiren de olsa, Punch-Drunk Love, Spanglish ve Hayatı Yakala gibi duygu yoğunluğuna sahip filmlerde de başrol oynamasına rağmen yine de bu kimse için tatmin edici değil. Artık Sandler’ın romantik komedileri aşma vakti geldi de geçiyor.







Yorumlar